Kategoriler

Tanı Koymak için Fiziki Muayene mi MR mı Önemlidir?

Tababetin en önemli kurallarından biri olan "hastalık yoktur hasta vardır" deyimi malesef günümüzde biraz unutulmuş, gözden düşmüş gibi görünmektedir. Bazı yakınmalar ile doktora başvuran hasta öncelikle bütüncül tıp vizyonu ile değerlendirilmeli sonrasında esas şikâyetlerine odaklanılmalıdır. Hastaya tanı koyma süreci hasta kapıdan girdiği anda başlar ve fizik muayene ile sonlanır. Görüntüleme yöntemleri elbette hekim için gereklidir ve bazı durumlarda kullanılmaması düşünülemez, ancak fizik muayenede ön tanısını oluşturan hekimin elini güçlendirmek, ön tanıyı doğrulamak için kullanılır. Görüntüleme sonucuna göre hasta tekrar fiziki muayeneye alınır, bulgular değerlendirilir ve tanı kesinleşir. Burada gözden kaçırılmaması gereken nokta tedavi edilen hastadır. MR veya Röntgen tedavi edilmez veya görüntü düzelsin diye işlem yapılmaz. Asıl olan hastanın yakınmaların geçmesi, hastalığın sağaltılmasıdır. 

 Konuyla ilgili değer verdiğim meslektaşlarımın görüşlerini de paylaşmak isterim.

İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğr. Üy., Milli Takımlar Spor Hekimliği ve Atletik Performans Departmanı Üy. Doç. Dr. Bülent BAYRAKTAR:


Bir hasta size geldiğinde, klinik değerlendirmesinin çok iyi yapılması gerekir. Klinik bulgular ve ön tanıya göre tetkik planları yapılır. Bu tetkiklerin de yine klinik değerlendirmeler ile verifiye edilmesi gerekir. Bazen, klinik açıdan hiç sorun çıkarmamış birtakım patolojik görüntüler ya da o görüntüleri anımsatacak izlenimler yakalanabilir MR’da. Söz konusu araştırmada bahsedilen de bu. Ancak Türkiye’de çok fazla MR çekiliyor.
Hatta ne yazık ki şöyle kötü bir durum da var: Hasta, klinik muayenesini yaptırmadan, hekimle görüşmeden konuyla ilgili tetkik yaptırıp hekimine bu tetkiklerle gidebiliyor. Ve genelde bu tetkik üzerinde yazan şeyleri internet üzerinden araştırıp, müthiş bir bilgi kirliliğiyle kendi kendine teşhis koyuyor, hatta kendi kendine tedavi yöntemleri araştırıyor. Hekim MR çektirmek istiyor emin olmak istiyor, bazen hekim MR istemediği için hasta şikâyet ediyor vb. Bu sürecin her aşamasında hekime de, hastaya da, sağlık kuruluşlarına da hatta medyaya da görev düşüyor. Hekimlikte bir söz vardır, biz hastaları tedavi ederiz, MR’ları değil. Bunu unutmamak ve MR’ı bunu düşünerek kullanmak gerekiyor.

 

Uluslararası Endokrin Cerrahlar Dernegi Yönetim Kurulu Üy., Beşiktaş Spor Kulübü Basın Sözcüsü Prof. Dr. Mete DÜREN:

MR’ın her zaman bir anormallik bulduğu ve çoğunun dikkate alınmaması gerektiği düşüncesini doğru buluyorum. Biz zaten oradaki MR bulgusuna göre ameliyat önermek için değil de, bizim ön tanımızı doğrulamak amacıyla hastalarımızdan MR istiyoruz. Ön tanıdaki ortaya çıkan hadise ameliyat gerektiriyorsa o zaten başka bir meseledir. Ama ön tetkiklerde bulguya rastlanmadan sadece MR öyle gözüküyor diye ameliyat olmaz. Biz sonuçta hastayı tedavi ediyoruz görüntüyü değil. Hastanın şikâyeti yoksa MR’daki görüntüsü bozuk diye ameliyat olmasına gerek yok. Özellikle sporculara bakarsak geçmiş dönem yaralanmalarından kaynaklı olarak MR’larında neler neler çıkar o yüzden sadece görüntüyü değerlendirmemek lazım. Yani spor yapmayan biri ile spor yapan biri arasında çok büyük farklar vardır.

 

Resim
İzmir
randevu@agriterapi.com
www.agriterapi.com ©
X